Hiç Büyümeyecek Ben’in Gemisi

Ben’in Gemisi

Pieter Koolwijk tarafından yazılan kitap Erhan Gürer çevirisi, Linde Faas resimleri ile 9 yaş ve üstü tüm çocuklar için Can Çocuk tarafından 2016 yılının Kasım ayında yayımlanır. 1974 doğumlu yazar Pieter Koolwijk 2011 yılında “Unleash Ödülü”ne değer görülürken, Ben’in Gemisi ile Hollanda’da büyük övgü alır ve “Flag & Pennant Ödülü”nün de sahibi olur. Yazarın ilk çocuk kitabı “Pire ve Diken”, Fransa, Almanya, Türkiye, Brezilya ve ABD’de yayımlanır ve Koolwijk’i uluslararası çapta geniş bir okur kitlesine ulaştırır.

Ben’in Gemisi’nin ithaf cümlesi şöyledir: “Harika sorularından dolayı Nora May’e şükranla”

Nora May kimdir? Harika sorular sorduğuna göre bir çocuk olma ihtimali yüksektir; çünkü büyükler genellikle az soru sorarlar, çok sorun yaşayacaklarından korkarak. Fakat şöyle bir yüzeysel araştırma ile varlığından haberdar olacağımız Nora May French adlı bir şairin de peşinden gitmek gerekmez midir? Çünkü Mahmut Derviş’in de dediği gibi “Şiir belki uçak düşüremez ama bir pilotun kafasını karıştırabilir” Yazarın kafasını da neden şair olan Nora May karıştırmış olmasın ki, diye düşünmeden edemiyor insan.
Ölüm gibi insana aykırı bir durumu mizahi bir dil kullanarak muhteşem bir kurgu ile hikayeleştiriliyor bu kitapta yazar. Kitabın kahramanı Giel’in ağabeyi Ben’in bir trafik kazasında öldüğünü ve ailesinin Ben’i evlerinin arka bahçesine gömdüklerini öğreniyoruz daha ilk sayfalarda. Sonrasında anlatılanlar ise ailenin mezarı taşımamak için verdiği mücadeledir esasında.

“Giel’lerin evinde iki şey alışkın olduğumuzdan farklıydı. Biri erkek kardeşi Ben’di. Çok özel bir çocuk olduğundan değil. Aileye uygun bir çocuktu ve Giel ağabeyini hep çok sevmişti. Ben’le ilgili sorun, onun ölmüş olmasıydı.”

Şu beş cümlelik bölüm tek başına öyküdür aslında. Ben’in nasıl öldüğünü anlatan kısım ise; ölümü ajite etmeden, bir çocuğun anlayabileceği en basit ve belki de -nasıl olur tam olarak bilemesem de- en normal şekliyle aktarıyor:

“Karşıya geçerken sola bakmış ancak sağa bakmamıştı, veya tam tersi” Ben, hayatta iken her yıl doğum gününde babasına yelken dersine gidecek yaşa gelip gelmediğini soracak kadar gemileri, suyu ve bununla ilgili her şeyi çok seven bir çocuk; fakat “Sonra Ben, sağa (veya sola) bakmamıştı.”

Bahçede gömülü olan Ben’in mezarı mezarlıklarda olduğu gibi gri, sıkıcı ve hüzün veren bir mezar taşı yerine çok sevdiği o mavi beyaz renklere boyanmış ahşaptan bir gemidir. Fakat buna rağmen komşularının mezarın mezarlığa taşınması baskısı hiç bitmemektedir. Çünkü toplumun “katı” kuralları, toplumun “normal” değerleri tüm duyguların üzerindedir. Öyle ki iyileşmenize bile müsaade etmezler. Andrew Jolly Seni İçime Gömdüm kitabında şöyle bir soru sorar: “Şiddetin kol gezdiği bir dünyada aşkınızı nereye gömersiniz?” Peki siz şiddetin kol gezdiği bir dünyada; sırf gemileri çok seviyor diye, kasvetli bir mezar taşı yerine, mezarına ahşaptan bir gemi yaptığınız çocuğunuzu, o gemiyle her zaman düşüncelerinizde olsun diye evinizin arka bahçesine gömmenizin hesabını neden tüm topluma vermek zorundasınızdır?
Tuhaf olduğu için mi? Korkutucu olduğu için mi? Yoksa alışılmışın dışında olduğu için mi? Hangisi? Hiçbiri.
Sahi Pieter Koolwijk’in de daha kitabın ilk sayfasında, kocaman harflerle yazarak sorduğu “Normal Nedir?” sorusunun cevabı nedir ki?

“Normal nedir?” sorusunun bırakınız cevabını, kendisi ile bile mücadele eden müthiş bir öykü olmuş Ben’in Gemisi.

Özgün Adı: Ben’s Boot
Yazan: Pieter Koolwijk
Resimleyen: Linde Faas
Çevirmen: Erhan Gürer
Sayfa Sayısı: 64
Yayınevi: Can Çocuk Yayınları

Yorum yap

Lütfen yorumunuzu girin!
Lütfen adınızı buraya girin